






BASIN BİLDİRİSİ
„Bizim için tüm insanlar birdir. Nefret bizim düşmanımızdır.“ (Yunus Emre)
Yaşadığımız ülke Almanya´da dokuz vatandaşımız Türkiye kökenli olduklarından ya da farklı göründükleri, yaşadıkları ve düşündükleri için planlı bir şekilde öldürülmüştür.
Abdurrahim Özüdoğru, Enver Şimşek, Habil Kılıç, Halit Yozgat; İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Mehmet Turgut, Süleyman Taşköprü ve Theodoros Boulgarides adlı vatandaşlarımızı öldüren katiller öyle görülüyor ki, on yıldan uzun bir süre boyunca hala tam olarak bilinmeyen aynı zihniyetli kişi ya da kurumlar tarafından korunmuş ve desteklenmiştir.
1982 yılından beri Almanya´da 180´den fazla insan Alman aşırı sağ teröristleri tarafından katledilmiştir. Yabancı kökenli insanlara yönelik olan nefret ve saldırı yaşadığımız toplumun geleceğini tehlikeye düşürmektedir. Adeta zehir gibi olan bu nefret, Almanya toplumunu bölmektedir.
Bu cinayetler bir yandan Alman güvenlik makamlarının içine düştüğü acizliği gözler önüne sererken, diğer bir yandan da zihinlerde Alman anayasasını korumakla görevli olan kurumun anlam ve amacının ne olduğu soruları oluşmaktadır. Şimdiye dek kamuoyuna yansıyan bilgiler, Alman anayasasını koruyan kurumun aşırı sağcı terör hücresinin (NSU) gerçekleştirdiği katliama göz yumduğunu göstermektedir. Buradan aşırı sağcı teröristlerin işlediği katliamların artık kurumsal düzeyde kollandığı algısı ortaya çıkmaktadır.
Biz, aşırı sağcı teröristlerin öldürdüğü vatandaşlarımızı hiçbir zaman unutmayacağız!
Biz, katliamı işleyenlere karşı susanlar karşısında susmayacağız, aksine sesimizi çıkararak onlara karşı çıkacağız!
Biz, aşağıda adı geçen dernek, kurum ve organizasyonlar „Irkçılığa Karşı Girişim İttifakı“ çatısı altında birleştik ve diğer organizasyonları da bize katılmaları için buradan davet ediyoruz.
Biz, „Irkçılığa Karşı Girişim İttifakı“ adı altında Alman devletinden şunları talep ediyoruz:
1) İşlenen cinayetlerin arka planında meydana gelen tüm olayların eksiksiz bir şekilde aydınlatılması.
2) Alman güvenlik makamlarının cinayetler karşısında aciz duruma düşmesinden sorumlu olan ve cinayetlere karışan tüm suçluların ortaya çıkarılması ve cezalandırılması.
3) Otuz yıl içerisinde meydana gelen tüm aşırı sağ terör cinayetlerinin resmi listesinin çıkarılması.
4) Kişilerin, göçmen kurum ve dernekleri ile İslam kuruluşlarının güvenliğinin arttırılması.
5) Aşırı sağcı akıma karşı özellikle belediye, kamu kurum ve kuruluşlarında bu yönde önlemlerin alınması ve düzenlenmelerin yapılması.
6) Okullarda „Kültürlerarası Eğitim“ adı altında zorunlu bir dersin okul müfredatlarına alınması.
7) Toplumda yaşanan ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı bulunan maddelerin yasamada güçlendirilmesi.
8) Basın ve medyada, yabancı kökenli insanların köken, dil ve dinine yönelik olan saldırgan ve karalayıcı tutumun değiştirilmesi.
9) Göçmenlerin, seçim dönemlerinde siyasi malzeme olarak kullanılmasından vazgeçilmesi.
Birlikte gideceğimiz yol uzun ve zahmetli olacak. „Irkçılığa Karşı Koşu“ adlı bu yola 21 Mart 2012 günü Ibrahim Sahin ile başlayacağız.
PRESSEMITTEILUNG
“Für uns sind alle Menschen gleich, Hass ist unser Feind“[1]
In diesem Land wurden neun Mitbürger aufgrund ihrer türkischen Herkunft und Andersartigkeit gezielt ermordet. Die Mörder von Abdurrahim Özüdoğru, Enver Şimşek, Habil Kılıç, Halit Yozgat, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Mehmet Turgut, Süleyman Taşköprü, Theodoros Boulgarides wurden – so scheint es – über ein Jahrzehnt lang von einem breiten Kreis von Gesinnungsgenossen bewusst unterstützt, gedeckt und gefördert.
Seit 1982 sind in Deutschland mehr als 180 Menschen Opfer des Rechten Terrors geworden.Das unfassbare Maß an Hass, Fremdenfeindlichkeit und Gewalttätigkeit, welches in diesen Kreisen herrscht, bedroht unsere Gesellschaft! Der Hass vergiftet und spaltet die Gesellschaft, in der er herrscht. Das Versagen der Sicherheitsbehörden zeigt diese zerstörerische Wirkung. Dieses Versagen wirft Fragen nach dem Sinn und Ziel des Bundesamtes und der Landesämter für Verfassungsschutz auf. Nach ersten Erkenntnissen konnte die Terrorzelle NSU unter der direkten Beobachtung des Verfassungsschutzes ihre Taten begehen. Hierdurch ergibt sich der Eindruck einer institutionellen Begünstigung der begangenen Verbrechen.
Wir vergessen die Nazi-Opfer nicht und lassen sie auch nicht vergessen. Wir werden nicht schweigen gegen das Schweigen, sondern aufschreien.
Wir, die unten aufgeführten Vereine und Organisationen, die sich für diesen Zweck unter dem Namen “Aktionsbündnis gegen Rassismus” zusammengeschlossen haben und gerne auch mit anderen Organisationen in der Sache zusammenarbeiten wollen, erwarten:
1.) Die lückenlose Aufklärung der Hintergründe dieser Mordtaten.
2.) Die Aufdeckung und entsprechende Bestrafung der Verantwortlichen für das skandalöse Versagen der Sicherheitskräfte.
3.) Eine amtliche Auflistung aller rassistischen Gewalttaten in den letzten 30 Jahren.
4.) Einen besseren Schutz von Persönlichkeiten, Migrantenorganisationen und islamischen Religionsgemeinschaften.
5.) Eine verstärkte Förderung von Maßnahmen gegen Rechtsradikalismus, v.a. in den Kommunen und im öffentlichen Dienst
6.) Die verbindliche Einführung des Faches “interkulturelles Lernen” in allen Schulen.
7.) Eine verstärkte Gesetzgebung gegen jede Art des Rassismus und Fremdenfeindlichkeit in der Gesellschaft.
8.) Eine sensiblere Haltung der Print- und Bildmedien bezüglich der Medialisierung und Diffamierung von Menschen mit Migrationshintergrund nach Herkunft, Sprache und Glauben.
9.) Die Unterlassung der politischen Instrumentalisierung der Migranten in den Wahlkämpfen.
Der Weg, den wir gemeinsam gehen werden wird ein langer und beschwerlicher sein. Diesen Weg wollen wir am 21. März mit einem Anti-Rassismus-Lauf von İbrahim Şahin beginnen.
Liste der and dem „Aktionsbündnis gegen Rassismus“ beteiligten Vereine:
„Irkçılığa Karşı Girişim İttifakı“ çatısı altına katılan derneklerin listesi: